3 Eylül 2007 Pazartesi

Martin Brodin ve derinçaları Deeplay Music


Martin Brodin ve derinçaları Deeplay Music
Uçsuz bucaksız ormanlar, buz mavisi göller ve İskandinavya’da deep house arayışları… Sonuç; İskandinav usulü deep house’un en güzel örneklerini bulabileceğiniz Deeplay Music... Martin Brodin’in “derinçalar”ı...
İskandinavya’nın kutsanmış ve güneşten saklanmış topraklarında da deep house tınılar yükseliyor. Francois Kevorkian, Dimitri From Paris, Kerri Chandler, Deep Dish, Joe Clausell, Swag, Miguel Migs, Ben Watt, Ian Pooley, Jori Hulkkonen, Mr Scruff, LTJ Bukem, David Duriez ve daha birçok ismin desteğini almış, “Hotel Costes 5”, “Café del Mar”, “George V”, “Ministry Of Sound”, “Real Ibiza”, “Journeys by DJ”, “Bargrooves”, “Private Lounge” (Inca), “Beach House”, “Stereo Sushi” (Hed Kandi), “Klubb Jazz” (Slip N Slide) gibi önemli toplamalarda defalarca yer almış, dans ve en iyi label kategorilerinde İsveç Grammy’sine aday olmuş bir label’dan bahsediyoruz…

bstp: Malmö’deki Yellhouse plak dükkanından ve Deeplay Music’in nasıl kurulduğundan biraz bahseder misin?
Martin Brodin: Bu oldukça doğal bir süreçti çünkü yaklaşık altı yıldır plak dükkanı işletiyordum ve günün neredeyse her saatini müzikle geçiriyordum. Dükkandaki son iki yılımda bir şeyler yayınlamayı denemeye karar verdim ve ilk label projesi böylece hayata geçti. İlgi çekici ve yetenekli prodüktörleri aramaya koyuldum. Aradığım şeyleri bulmam sadece birkaç ayımı aldı. Plak dükkanıyla aynı ismi taşıyan Yellhouse Records bu şekilde hayat buldu. Birkaç ay sonra ise Deeplay Music konsept olarak oluşmuştu bile. Deeplay Music bu şekilde 2000 yılında kuruldu. Her zaman house’un her türünü sevdim. Birden fazla label kurma fikri de farklı sound arayışlarından ortaya çıktı. Bu şekilde istediğim çeşit house müziği gönül rahatlığıyla yayınlayabilecektim.

bstp: Başlangıçta Deeplay Music’in felsefesi, çıkış noktası neydi?
Brodin: Ana fikir İskandinavya’daki yeni yetenekleri göz önüne taşımaktı. Onlara yeteneklerini geliştirebilecekleri ve ortaya koyabilecekleri bir platform oluşturmayı amaçladım. Birçok sanatçı yaptığı işler çok iyi olmasına rağmen plak şirketlerinden ret cevabı alıyordu ve prodüksiyonlarını yayınlayacak bir yere ihtiyaç duyuyordu. Etrafta çok fazla kaliteli müzik olduğunu biliyordum. Düşüncemin doğru olduğu da ispatlandı, çünkü bugün baktığımızda dünyaca tanınmış birçok İskandinav prodüktör var.

bstp: Şu anda durumlar nasıl? Label’da neler değişti?
Brodin: Label büyümeye başladıkça enternasyonal medyada ve DJ’ler arasında giderek daha fazla tanınmaya başladık. Demo’lar yağmaya başladı. Ve prodüksiyonlar mükemmele yakınken bunları yayınlamamak, gerçekten aptallık olurdu değil mi?

bstp: Özellikle deep-tech ve minimal house’u göz önünde bulundurarak, İskandinav ve İsveç music scene hakkında neler düşünüyorsun?
Brodin: Bence harika. Etrafta her zaman fantastik prodüktörler vardı ve durmak için yıllardır bir sebep yok. Her yıl birbirinden iyi, yeni yeteneklerin çıkagelmesi de ayrı bir keyif kaynağı. Geleceğimiz emin ellerde...

bstp: Bize “İskandinav Deep House”unun spesifikasyonlarını verebilir misin? Onu diğerlerinden ayıran en önemli özellik nedir mesela?
Brodin: Bu hileli bir soru aslında ama bence soğukluk ve atmosferik sound en önemli iki faktör. Soğuk iklimi ve sahip olduğumuz fantastik coğrafyayı düşün. Bütün o ormanları ve gölleri düşünürsen “sound”a kesinlikle yaklaşırsın.

bstp: Label diskografisinde Håkan Lidbo, John Dahlbäck, ve Jeff Bennet gibi tanınmış isimler de var. Bu isimlerle yayınlar konusunda nasıl etkileşime geçtiniz? Kolay oldu mu?
Brodin: Dünyanın merkezinde olan insanlarla çalışmayı severim ve bu insanlar da böyleler. Gerçekten çok kolay oldu! Bir indie label olarak, bahsettiğin isimler haricinde de, büyük isimlerle bunca yıldır çalışıyor olmak benim için gerçekten gurur verici.

bstp: Şu anda Deeplay Music’i global house scene’de nasıl konumlandırıyorsun? Pozisyonundan memnun musun? Gelecek için başlıca planlar neler?
Brodin: Mütevaziliği elden bırakmadan söyleyebilirim ki artık dünya çapında tanınıyoruz. Dünyaya, dinleyicilerimize kaliteli house müzik vermeyi amaçlayan bir konumda bulunmaktan oldukça memnunuz. Şu sıralar dijital pazar sayesinde müzik endüstrisinde çok heyecan verici bir basamaktayız. itunes’la çoktandır iş birliği içindeyiz ve şu ana kadarki gidişat gerçekten sevindirici. Dijital pazar özellikle bizim gibi indie label’lar için çok önemli ve ilerleyen yıllarda daha da önemli olacak. Gelecek için planlara gelince, daha çok turneye çıkmak en önemli hedef. 2006 bizim için çok hareketli geçecek diyebilirim.

bstp: Yellhouse Records ve Deeplay Music’ten sonra Deeplay Soultec’i kurmak gerçekten bir ihtiyaç mıydı? Buradan yayınladığın şeyleri de önceki iki etiketten yayınlayamaz mıydın?
Brodin: Sub-label’ı kurmamın iki sebebi vardı. Birincisi,buradan yayınlanacak müziklerin biraz daha değişik, daha underground olmasıydı. Deeplay Soultec keskin, daha oynak ve daha elektronik yeni sound’lara açık bir duruş sergilerken, Deeplay Music klasik deep-soulfull house duruşunu sürdürecekti. İkinci sebep ise bizi takip eden DJ’lerin aklını ve türleri fazla karıştırmamaktı.

bstp: Deeplay aliesinden yeni yayınlar olacak mı?
Brodin: Temmuz ayı itibariyle yayınlanacak olanlar:
Klement Bonelli - “Ethna” (12” Deeplay Soultec)
Dibaba - “Love Train” (12” Deeplay Soultec)
Martin Brodin - “Semitone Shuffle” (12” Deeplay Soultec)
Physics - “The Most Beautiful Boy In Brazil” *remixes (12” Deeplay Music)
Air Bureau - “Fool My Heart” (12” Yellhouse Recoords)
Birkaç ay önce çıkan ve hala taze olanlar:
Dibaba - “Songs For Good Lives” (CD album)
J.Viewz - “Muse Breaks” (CD album)

bstp: Biraz çocukluğundan ve ergenlik yıllarından bahseder misin? Seni en çok etkileyen isimler kimlerdi? Nerelerden plak alırdın? O yıllarda Malmö’deki music scene nasıldı?
Brodin: Malmö’nün hemen dışında sıradan bir evde büyüdüm. Bir müzik manyağı olduğumu fark etmem çok uzun zamanımı almadı. Ailemin plak koleksiyonunu kullanarak ilk tape’lerimi kaydetmeye başladığımda dokuz yaşlarındaydım. Sonra çılgınca plak biriktirmeye başladım. Özellikle ikinci el dükkanlardan ve bit pazarlarından. Daha sonra mail order’la plakların bir kısmını satmaya başladım. Nadir plakları bulup yüksek fiyatlara satarak plak koleksiyonumu giderek genişlettim. Her zaman Yello, Kraftwerk ve Depeche Mode benim için çok önemli oldular. Sanırım o yıllarda tam bir synth müzik manyağıydım.

bstp: Peki DJ’liğe nasıl başladın? DJ’lik, plak şirketi yöneticiliği, her şey kendiliğinden gelişti ve farkında olmadan kendini bu işin içinde mi buldun? Yoksa her şey planlı programlı ya da bilinçli miydi?
Brodin: Hayır her şey kendiliğinden gerçekleşti. Dükkanı 1995 yılında açtım. Bir anda kendimi çok güzel bir konumda buldum. Devamlı güzel müzikler dinliyorsun, birçok türden fazlasıyla etkileniyorsun. Müzik endüstrisinden birçok insanla tanışıyor, arkadaşlıklar kuruyorsun. Yeteneklerimi ve çevremi genişlettiğim bu süreç benim için çok yararlı oldu. Bu işe girişecek yenilere ilk tavsiyem bu olur.

bstp: Oldukça geniş spektrumda bir müzik zevkin olduğunu biliyorum. Şu sıralar en çok neler dinliyorsun?
Brodin: Evet haklısın. Birçok farklı türü dinliyorum ve kesinlikle bu konuda bir kısıtlama yapamam. Kulağımı aktif tutacak müzikleri aramaya bayılıyorum. Feist’in yeni albümü ve Abyssinans’ın 1976’dan klasik reggea albümü şu sıralar sürekli pikabımda dönüyor.

bstp: House müziğin gelişimi hakkında ne düşünüyorsun?
Brodin: Hiçbir fikrim yok! Ve türün güzelliği de buradan geliyor aslında…

bstp: Oldukça eklektik sayılabilecek bir DJ stilin var. Senin deck’lerin arkasındaki formülün nedir? Performanslarında ne tür şeyler çalarsın ya da yanından hiç ayırmazsın?
Brodin: Bu oldukça zor bir soru aslında çünkü çaldığım yere ve zamana göre değişik şeyler çalarım. Temel faktörlerden bahsedecek olursak, mood’lardaki ve atmosferdeki yukarı aşağı değişimleri seviyorum. Doğrusal setlerden nefret ediyorum. Ve tabii ki araya serpiştirilmiş birkaç sürpriz, kitleyi sersemletecek birkaç hamle her zaman iyidir.

bstp: Herhangi bir yerde çalarken genel havayı nasıl ölçersin?
Brodin: Eğer insanlar pisti terk ediyorsa hemen hissederim, ya da tam tersini. Ayrıca sahnedeki kadınlar sana bağırıyorsa, doğru yoldasın demektir.

bstp: Deeplay Music’le henüz tanışmayanlara başlangıç için hangi albümleri önerirsin ?
Brodin: Aslında hepsini diyeceğim tabii ki çünkü tüm release’lerimizi çok seviyoruz. Ama: Physics - “First Flight” (CD album) / J.Viewz - “Muse Breaks” (CD album) / Dalminjo - “Solititude Jazz” Ep (12”) / Zion Lockwood - “Jazzy June” Ep (12”) başlangıç için hiç fena olmaz.

bstp: Hiç İstanbul’a/Türkiye’ye geldin mi? Bence İstanbul’da gün batımında denize nazır bir kulüpte çalman gerçekten çok hoş olurdu?
Brodin: Üzgünüm ki hayır gelmedim. Ama bir gün Türkiye’yi ziyaret etmeyi çok isterim. Benim felsefem görebildiğim kadar değişik yerler ve kültürler görmek. Bu yüzden er ya da geç sizin enlemlerde bir yerlere turist ya da DJ olarak geleceğime eminim. Ayrıca teklifin çok ilgi çekici. Uçuşumu ne zamana ayırtmalıyım?

bstp: Son olarak Basatap okuyucularına söylemek istediğin özel bir şey var mı?
Brodin: Umarım röportajımı okumak hoşunuza gitmiştir. Röportajı okuduğuna dair bir e-mail gönderen herkese, Deeplay Music’ten sürpriz bir MP3 göndereceğim! info@deepremusic.com

Hiç yorum yok: